Anadolu Efes Nereye Gidiyor? Problem Analizi ve Hasar Tespiti

22 Ekim 2015.. Efes EA Milano'yu İpekçi'de 89-73 gibi bir skorla rahat bir şekilde mağlup ediyordu. Bundan 3 hafta önce.. Önceki hafta da Limoges'i deplasmanda rahat yenmiş, üstüne bir de ligde Galatasaray galibiyeti eklemişti. Thomas Heurtel ve Jayson Granger'ın yönlendirdiği hücumlar, ya bu oyuncuların bireysel yetenekleri ile sayıya dönüyor, ya da Dario Saric, Bryant Dunston, Alex Tyus gibi isimler tarafından pota altından bitiriliyordu. Hücum opsiyonları daha da zengindi Efes'in, pick-and-roll üzerine penetre pas sistemi oturmuşa benziyor, penetrelerin sonunda Avrupa'nın şu andaki en iyi şutörü Jon Diebler bomboş kalıyordu. Her maç en az 5-6 üçlük amaya başlamıştı eski Ohio State'li yıldız. Ayrıca ortada henüz potansiyelini henüz tam olarak sahaya yansıtamamış Derrick Brown gerçeği vardı. Yetenek anlamında Avrupa'nın en iyi 2-3 4 numarası arasına giren Brown, henüz istediklerini sahaya tam olarak yansıtamıyordu bile. Daha Cedi sakatlıktan gelecek, Furkan üstüne daha da koyarak devam edecekti. Efes'in sezonu TBL kupası ve Final Four bileti ile bitirmemesi için hiçbir sebep yoktu. 

Peki 22 Ekim'den sonra ne oldu? 3 gün sonra Efes 1 sayıyla Banvit'e kaybetti. Ondan 4 gün sonra, yani 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında evinde Cedevita Zagreb'e 75-81 mağlup oldu. Euroleague yorgunluğuyla Banvit'e deplasmanda kaybetmek anlaşılır bir şey. Peki dinlendikten sonra evinde Cedevita Zagreb gibi bir takıma kaybetmek de neyin nesi? Efes'te birtakım sorunların yaşanmaya başladığı aşikardı. O maçta 3 sayı savunmasını yapamamış, içeriden Miro Bilan 20 sayı atmıştı. Jacob Pullen 18 sayı, Luka Babic 14 atmıştı. Ancak Anadolu Efes daha fazla ribaund almış, daha fazla asist yapmıştı. Özellikle 22 asistine karşı Cedevita sadece 13 asist yapabilmişti. Peki Efes niye kaybetti? 

Buna bir kaza diyelim. Peki bir hafta sonraki Euroleague maçında Laboral'e de kaybetti Efes? Sonraki hafta Olympiakos'a da? Ve de en son dün oynanan maçta Beşiktaş'a da kaybetti, skorun 79-73 olmasına aldanmamak gerek, son 2 dk kala Beşiktaş 15 sayı öndeydi...

Anadolu Efes bu sene belki de kurabileceği en iyi kadrolardan birini kurdu. Krstic'in sakatlığı süresince tek pivot ile oynamamak için Krstic dönünce sıkıntı olacağını bildiği halde Alex Tyus'u aldı. Dunston deseniz son iki senenin en iyi defans oyuncusu seçiliyor Euroleague'de. Jon Diebler Avrupa'nın en iyi şutörü, Brown en iyi birkaç 4 numaradan biri, Cedi-Furkan en potansiyelli gençler, Heurtel-Granger çok şutör ve iyi guard'lar, Saric iki senedir NBA GM'leri tarafından "Amerika dışında oynayan en iyi uluslararası oyuncu" seçiliyor. Koç da Avrupa'nın en iyisi belki de, en azından yaşayan efsane gözüyle bakılan inanılmaz bir isim. Peki bütün bunlar var, Efes'e ne oluyor? Yani bütün malzemelerin en iyisi varken ortaya neden tadı kötü bir yemek çıkıyor? 

Anadolu Efes'in sorunlaırnı 5 temel yapıda toplayabiliriz. 

1) Savunma problemleri
2) Dario Saric
3) Thomas Heurtel
4) Penetre eksikliği / Post- up kısıtlılığı
5) Top kayıpları


1. Önce savunmaya bakalım. 

a) Efes'in en büyük sıkıntılarından biri yardım savunmasını çok yanlış yapmaları. Özellikle Granger ve Saric sürekli bir pas mesafesine yardıma gidiyorlar. Bu yapılan gereksiz yardımların sonucu olarak da birileri boş kalıyor ve bu isimler doğru penetreler veya boş şutlar ile Efes'e zarar veriyor. 

b) En büyük ikinci problem ise savunması iyi gibi gösterilen Saric ve Dunston'un bu 3 haftalık periyotta kötü savunma yapmaları. Bir kere şurada anlaşalım: Saric kötü bir savunmacı. Nereye yardıma gitmesi gerektiğini bilmiyor, ya gitmiyor ya da gereksiz bir şekilde gidiyor. Ayrıca çok gereksiz, 24 saniye süresi bitmek üzereyken fauller yapıyor. Faul yapması gereken yerlerde de faul yapmıyor birçok kez - ben Saric'in faul problemine girdiğini hatırlamıyorum. Belki de faul problemine girip oyun süresi düşmesin diye dikkat ediyordur - ama bu çok hatalı bir strateji takım adına. 

Dunston ise Cedevita maçında gördüğümüz gibi, kendisinden biraz daha uzun bir pivot karşısında bocalıyor. Çok güçlü, yanından geçmesi imkansıza yakın belki, ama şutları kolları ile engelleyemiyorsa o zaman da iyi sıçrayarak blok koymalı. Tyus aynen böyle yapıyor - Olympiakos maçında tam 3 bloğu var! Dunston? 1 tane sadece. Laboral maçında bloğu yok. Cedevita maçında Miro Bilan, onun 25 dakika savunduğu isim, tam 20 sayı attı. Hani en iyi savunmacıydı?

c) İnanılmaz fazla gereksiz faul yapılması. Saric, Brown, Heurtel gibi oyuncular, top tehlikeli bir yerde değilken / 24 saniye süresi bitmek üzereyken / takım faul hakkının dolduğunu bilmeden gereksizce faul yapabiliyorlar. Bunlar da Efes'e ya serbest atış veya faul problemine giren oyuncuların savunmada yeterince agresif olamaması olarak dönüyor. Koç Ivkovic her fırsatta bu şekilde faul yapmamamız gerektiğini söylüyor ama başarılı olamıyor oyuncular. 

2. Dario Saric problemi. Saric, sadece hücumu düşünen bir oyuncu. Ve çok tecrübesiz. Maç içinde o kadar fazla basit hata yapıyor ki.. Gereksiz fauller, hatalı paslar, yanlış savunmalar, topu kötü kullanmalar.. Çok fazla. Anadolu Efes seviyesi için çok kötü bir şey bu. Saric, bu yaptıklarına potansiyeli yüksek olduğu için tahammül edildiğini düşünüyor, ancak seneye NBA'e gitmek için kendini göstermek istiyor. Ama bunu yapabilecek durumda değil Saric. Eski senelerinde o kadar alışmış ki birkaç driplingde potaya gitmeye.. Bu artık olmuyor, sürekli çembere gidip elit Euroleague savunmacıları tarafından engellenince turnike adımları bitiyor ve havada asılı kalıp birilerine pas atmaya çalışıyor. Ve sonucu top kaybı. Veya da penetreleri yanlış yerlere olabiliyor. Agresif olmaya çalışması güzel bir şey, ancak bu şekild bir agresiflik yarardan çok zarar getiriyor, arada görünen güzel işleri de bazen bu zararın boyutunun anlaşılmasını engelliyor. Örneğin Laboral maçının sonunda neden bomboş üçlük atmak yerine savunmacısı bulunan Cedi'ye pas verdi? Zaten 3 saniye kalmış maçın bitmesine, 2 sayı geridesin, top eline üçlük çizgisinde geliyor. Bomboşsun! Hep yapmak istediği şeyi bu sefer de yapmayıp sorumluluğu başkasına attı ve Cedi'ye pas verdi. Cedi de savunmacısının üzerinden zar zor bir şut buldu ama elbette kötü bir şut atmak zorunda kaldı. Ve Efes maçı kaybetti. 

3. Thomas Heurtel problemi. Heurtel bu sene gerçekten kötü oynuyor. Savunmada bir şeyler yapmaya çalışsa da onun oyunda olduğu dakikalarda rakip eğer Olympiakos gibi iyi bir takımsa, karşı taraf hücumlarının onun üzerinden şekillendiriyor. Olympiakos maçının ilk 3 dakikasını izlerseniz ne demek istediğimi anlarsınız. Mantzaris post-uplarıyla başladı maça Oly. Ve başarılı da oldular, çünkü Heurtel savunma yapmak isterken bu sefer de 2 dakikada faul problemine girdi ve Efes Mantzaris'e yardım getirmek zorunda kaldı. Böyle olunca da Oly hücumu bizim saavunmayı işledi durdu. 

Diğer büyük sıkıntısı hücumda. Hızlı bir oyuncu olmadığı için, fiziği de yetersiz kaldığı için, en iyi yaptığı iş olan pick and roll'ü kullanamıyor. Rakipler bakın biraz iyiyse, Laboral gibi, topla buluşmak istediği zaman Heurtel'i yarı saha çizgisine kadar itip topu orada almasına neden oluyorlar. Peki bu noktada alınan bir top sağlıklı bir hücum getirir mi? Elbette hayır. Heurtel'in verimlilği %30'lara kadar düştü. Artık herkes onun şuta yöneldiğini biliyor, ve savumacısını geçse bile formsuz olduğu için içeriden de bitiremiyor. Sonuç olarak hücumda kötü, savunmada da iyi olmayan bir duruma düştü. Heurtel'in sabahlara kadar Tyus ve Dunston ile pick and roll üstüne alley-oop oyunları yapacağını düşünen biz taraftarlar da avucumuzu yalıyoruz. 

4. Hücumda ciddi sıkıntıları var Efes'in. 

a) Penetre eksikliği. Evet "eksiklik". Efes'in en büyük hücum stratejisi ne? Pick and roll üzeri penetre pas oyunu. Peki penetre ediebilen oyuncuları kim? Sayalım - Jayson Granger, ...? Tıkandık! Heurtel yavaş ve güçsüz kaldığı için penetre edemiyor, Diebler daha çok şutör kimliği ile oynuyor, Birkan'ın penetresi yok, Cedi formsuz.. Peki Efes'te topu potaya kim götürecek? Sadece 1 oyuncu mu? Jayson Granger, şu anda Efes'in en çok süre verdiği isim. Bunun sebebi, pick üzerinden topu potaya götürüp faul alabilecek veya içeriye girip asist yapabilecek başka herhangi bir oyuncusu yok. İnanılmaz bir olay, ama maalesef yok. İstikrarlı bir şekilde bunu yapabilen bir oyuncusu var, onun dışında elbette Heurtel arada savunmanın uyuması sonucu girmeyen gözyaşı damlalarını bırakabilyor, Diebler büyük bir boşluk görürse zorlayabiliyor, Cedi biraz biraz penetre etmeye başladı. Ama hiçbiri verimli bir şekilde içeri drive edemiyor. Zorunluluktan Dario Saric bile penetre etmeye çalışıyor. Başarılı olamıyor, ayrı konu, ama durum böyle. Aslında Derrick Brown'dan daha çok beklenebilirdi penetreleri ama o da henüz Euroleague savunmacılarına ayak uydurabilmiş değil. Genellikle topu birkaç kere sektirip savunmacısı kapattığında yana pas veriyor. Geçen sene Janning'in yaptığı şeyler gibi. Eğer sisteminiz sadece 1 oyuncu üzerinden ilerlerse, onun tıkandığı veya yorulduğu yerlerde hücumunuz kilitlenir. Efes'e de olan şey bu. Derhal Cedi-Brown-Diebler üçlüsünün içeriye drive miktarını arttırması gerekiyor, veya post-up oyunlarını arttırmaları gerekiyor. 

b) Efes'in post-up yaptığını hiç gördünüz mü? Ben görmedim pek de. Arada bir Saric bir şeyler yapmaya çalışıyor o kadar. Maç başına 1 tane filan. Tyus ve Dunston sırtı dönük oyunu olmayan uzunlar. Onlara top indirip birebir oynamalarını bekleyemiyor Efes. Onlari ancak iyi bir pozisyonda topla buluşturup bitirmelerini bekleyebiliyorlar. Post-up'ın güzelliği, top içeriye inince tüm savunma gömülür. NBA'de en sık kullanılan hücumlardan biridir post-up üzerinden hücum. İçeri zorlayan uzunun amacı aslında bitirmek değildir. Ama savunma, her seferinde o sanki topu potaya atacakmış gibi gömülür ve/veya yardıma gelir. İşte bu durumda topu dışarıdaki kısalardan veya cut eden forvetinize verirsiniz ve rakip savunmayı delmiş olursunuz. Sonrası ise sizin penetre ve pas üzerinden doğru kararlar verip vermediğinizle bağlı olarak şekillenir. Ama savunmayı delersiniz, ve katı savunmaları bile dağıtabilirsiniz bu şekilde. Maalesef Efes Krstic'in sakatlığından sonra bu opsiyonu hiç kullanamıyor, çünkü post-up yapacak herhangi bir oyuncusu yok. Saric ve Brown üzerinden post-up oyunları başlarsa hücum biraz olsun çeşitlilik bulacaktır. 

5. Top kayıpları. Granger, Heurtel ve Saric bu konuda Efes'e zarar veren oyuncuların başında geliyor. Top sanki önemsizmişçesine atılan paslar buna sebep oluyor. Daha da kötüsü, rakipler top kaybetmiyor. Cedevita maçında Efes tam 16 top kaybı yaparken Cedevita sadece 10 tane yaptı. Laboral maçıdaha da felaket. Efes yine tam 16 tane top kaybederken Laboral sadece 7 tane kaybetti. Olympiakos maçında da taraflar arasında önemli bir fark vardı: Efes 11 top kaybederken Oly sadece 4 top kaybetti. Maçların hepsinin yakın geçtiğini düşününce, maç başına 7 fark var top kayıplarında. Bu da rakip takımın 7 tane ekstra hücum yaptığı anlamına geliyor. 7 hücum %50 ile kullanılsa ortalama 7-8 sayı eder. Efes de kaybettiği toplar yüzünden 7-8 sayı atamamış oluyor. 

Yani toplamda 15-16 sayı, hatta 20 sayıya kadar çıkabilen bir zarar veriyor bunlar Efes'e. Bu çok ciddi bir rakam. Her maç defalarca yapılan kötü şut tercihleri, yanlış fauller ve kötü yardım savunmaları yüzünden ortaya çıkan zararları da hesaba kattığımızda, Efes'in neden bu durumda olduğunu fark etmemiz çok da güç olmuyor. Efes'in düzelebilmesi için Heurtel'in daha az top kaybı yaparak ve takıma zarar vermeden oynaması, Saric'in sürelerinin azaltılması ve herkesin kendine çeki düzen vermesi gerekiyor. Penetre sayısının arttırılması ve post-up sistemleri eklenmesi gerekiyor. Anadolu Efes bunlardan birkaçını bile yapması halinde sonuçlarında dramatik bir iyileşme görecektir. Umarım daha iyi bir Efes izleyebiliriz, çünkü bu kadro Avrupa'da kurulabilecek en iyi kadrolardan biri ve bu yüksek potansiyelli, Final Four potansiyelli sezonun boşa harcanma ihtimali giderek artıyor. Haydi Efes. 
























Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Analiz: CSKA Moskova Niye Final Four Maçlarını İyi Oynayamıyor?

NBA Playoffs 2015

Üst düzey koç nasıl olunur