Olympiakos Neden Bu Kadar Başarılı? Biz Neden Başarılı Olamıyoruz? (1. Bölüm - Oly cephesi)

Evet, birçok kişi soruyor: Neden Olympiakos Efes'ini Fener'in çeyreği bütçelerle EL (Euroleague) şampiyonu oluyor da Efes ve Fener Top8'e bile kalamıyor? Basketbolla ilgilenen neredeyse herkesin az çok soracağı ilk soru budur. Aslında cevabı çok çok basit: Çünkü doğru yönetiliyorlar.

Bu basit cevabı verdikten sonra insanın aklına şu soru gelebilir: Bir takımı yönetmek ne demek? Bir takımı kim yönetiyor? Nasıl biz yanlış yapıyoruz da onlar hep doğruyu yapıyorlar? Hepsini konuşacağız.


Bir takımı yönetenler, o takımın yöneticileridir (kelime oyununu affedin). Bu kişiler basketbolu bilirler ve evrensel amaçları: "En iyi kaliteyi en az fiyata sağlamak"tır. Mesela Olympiakos asla Jordan Farmar'ı alıp ona 3 yıl için 10,5 milyon dolar vermez. Bu fiyat getireceği başarıya göre çok fazladır çünkü. Örneğin David Andersen'i almaz. Çünkü bilirler ki ödedikleri oranda başarı getirmeyecek. Bu mottoyu her zaman korumalıdır yöneticiler.

(Barcelona, Real Madrid ve CSKA Moskova; çok paraları olduğu ve en iyi oyuncuları aldıkları için bu kategorilere girmezler. Onlar, her zaman en iyi oyuncuları daha fazla para vererek satın alırlar ve başarıyı bu şekilde yakalarlar. )

Olympiakos'un maçlarını izlediğimizde, çok değişik bir stratejilerinin olmadığını görürsünüz. Spanoulis dışında süper yıldıızı olmayan bir takım. EL'yi ikinci kez kazandıklarındaki kadrosuna ve o sene Efes'in ve Fener'in kadrosuna hep birlikte bakalım:

Olympiakos: Hines, Law, Antic, Spanoulis, Perperoglou, Shermadini, Sloukas, Powell, Printezis, Papanikolaou, Mantzaris, Katsivelis. 

Anadolu Efes: Balbay, Barac, Batista, Birkan, Semih, Farmar, Gönlüm, Jamon Lucas Gordon, Sinan Güler, Ermal, Savanovic, Shipp, Kerem Tunçeri, Vujacic. 

Fenerbahçe Ülker: Andersen, Batiste, Bogdanovic, Barış Ermiş, İlkan Karaman, McCalebb, Ömer Onan, Kaya Peker, Emir Preldzic, Sato, Oğuz, Tripkovic

Oyuncuları ayıralım.
Oly'de 7 tane Yunanlı bulunuyor. Spanoulis, Papanikolaou ve Printezis ilk beş başlıyorlar ve çok süre alıyorlar. Spanoulis'in yedeği Sloukas ve Papanikolaou'nun yedeği olan Perperoglou da çok süre alan oyuncular arasında. Katsivelis ise 19 yaşında bir guard, EL final maçı dahil olmak üzere ciddi süreler alıyordu.

Efes'te de 7 tane Türk bulunuyor. Bunların arasından sadece Semih Erden ilk beş başlıyor. Kerem Tunçeri ve Doğuş Farmar'ın, Sinan Vujacic'in, Gönlüm Savanovic'in, Birkan da Lucas'ın yedeği. Ermal de 4-5 numaralarda kısıtlı süre alıyor.

Fener'de ise sadece 5 tane Türk oyuncu bulunuyor. İlk beş başlayan Türk oyuncu yok, sadece Emir Preldzic Türk vatandaşı. Barış Ermiş, Kaya Peker ve İlkan çok kısıtlı süre alıyor, Oğuz iyi süre alıyor, Ömer Onan da ortalama bir süre oynuyor.

Ne görüyoruz? Oly daha çok Yunan oyuncularla oynarken, Efes ve Fener daha çok yabancıları tercih ediyor. Özellikle yabancı kısıtlaması olmayan Euroleague maçlarında  Efes ve Fener ilk beş oyuncularının hemen hepsi yabancıyken Olympiakos'un ilk beşinde 3 Yunan oyuncu var.

Başarının en önemli sırrı, 

1) Para verdiğin isimden maksimum verim almaktır. Biz buna verim alabilme becerisi diyoruz ve ana teması şu: HERKES KENDİ BİLDİĞİ İŞİ YAPACAK!

2) Tüm oyuncular belirili bir sistem içinde oynarlar ve buna göre takıma alınırlar. Bu sistem kolay kolay değişmez ve yıllardır aynı veya çok benzerdir. Oyuncular sisteme alışmıştır, takviyeler ise sisteme uygun stile sahip oyunculardan oluşurlar. 

Şimdi bunları oyuncular üzerinden açıklayalım.

Kyle Hines: İyi sıçrama ve pota altında bitirme özelliklerine sahip. Çok atletik. Çok güzlü bir fiziği var. 5 numaralı pozisyonda oynamasına rağmen 1.98 boyunda. Topla oynayamaz. Fundamental'ı üst düzey değil. Kötü bir şut stili var ve orta mesafe şutu istikrarsız. Harika bir ribaund'çu ve savunmacı.

Bu oyuncu en verimli şekilde nasıl oynayabilir? Cevap: Pick and Roll. Güçlü fiziği sayesinde pick'lerde savunmayı geçirmeyecek, devrilince de hızla potaya doğru koşacak ve pas inerse muhtemelen basket veya basket faul alacak. Yani "bitirici" oyun stiline daha uygun. Yani, sürekli dışarıdan şut atan bir takım için uygun oyuncu değil. İçeri penetre eden ve onu besleyen, ayrıca pick'lerle onu oyunun içine katan ve potaya yakın yerlerde topla buluşmasını sağlayan bir sistemde çok iş yapar. Olympiakos'un sistemi de zaten Spanoulis'in pick and roll oyunları ve diğer oyuncuların içeri penetresi sonucu oluşacak boşlukları değerlendirmek üzerine kurulu. Yani Hines bu sistem için en uygun isim. 



Acie Law: Hızlı, akıllı ve yürekli. Penetresi delici, bitirici özelliği var, top çalar, savunma yapar, fast break'lere en önde çıkar. Şutunu penetresi kadar tercih etmez, istikrarsızdır. SG oynar. Maçlarda yorulmak bilmez, hep maksimumunu verir.

Peki bu oyuncu en verimli şekilde nasıl oynayabilir? Cevap: Hızlı hücuma zorlayan bir sistem, olmazsa ardından penetre pas. Zaten Oly'nin sistemi de bu. Olympiakos, hızlı hücumların kolay ve bedava sayı imkanı olduğunu bilir ve önce hızlı hücuma çıkmaya çalışır. Olmazsa sete döner. Law, bu sistem için en uygun oyunculardan biri. 



Diğerlerini daha kısa geçeceğim.
Antic: Şutör bir 5 numara. Akıllı ve pasları görebiliyor. Zor durumlarda sorumluluk almaktan çekinmez.

Spanoulis: Sistemin üzerine kurulduğu oyuncu, sistem ona uyar.

Perperoglou: Şutör, sırtı dönük de oynayabilir, istikrarlı ve düzgün 3'lük atar. Boşa iyi çıkar, pas trafiğine katkıda bulunur.

Shermadini: Çok fazla süre almasa da Oly'nin uzun ve ciddi savunma tehditi yaratabilecek pivot ihtiyacını karşılamaya yönelik alınmıştır. Real Madrid gibi inanılmaz uzunlara sahip olan ve penetre eden rakipler karşısında daha uzun süre oynatılır.

Sloukas: Çok tecrübeli, harika 3 sayılık yüzdesi olan, pas trafiğini çok iyi yönetebilen PG. Hızlı değil. Topla Teodosiç veya Spanoulis gibi harikalar yaratamaz, daha garanti paslar verir ve şutu çok iyidir. (bir takımda bir tane topla çok iyi oynayan guard bulunması yeterlidir. Aksi taktirde birbirlerinin avantajlarını azaltırlar - en büyük örnek Sergio Rodriguez - Sergio Llull - Rudy Fernandez üçlüsünün birbirinin verimini düşürmesidir. )

Powell: İçeride güçlü uzun ihtiyacını karşılar. Bitiricidir, topla harikalar yaratamaz. Orta mesafe şut atabilir zaman zaman.

Printezis: Çok farklı bir oyuncu, harika yetenekli, özel biri. Bazı maçlar kaybolurken bazı maçlar inanılmaz oynayabilir. İnanılmaz bir bitirici ve bitirirken mesafe tanımaz, özel bir hook atışı bulunur. Şutu istikrarsız olsa da üçlük atışları fena değildir.

Papanikolaou: Genç, ama fiziği iyi olan bir 3 numara. Şutu harikadır, drive edebilir, akıllı oynar ve taraftar ruhunu arkasına alabilir. Uzun boyu ve kollarıyla defansif özellikleri de iyi sayılabilir.

Mantzaris: Üst düzey bir şutör, takım oyuncusu. Penetre üzeri pasları çok iyi görür.

Katsivelis: Şutu her ne kadar istenildiği seviyede olmasa da, penetre pas trafiğinde boş koridor bulunca drive edebilen ve ya faul aldıran ya da boş oyuncuyu bulabilen genç Yunan guard.

Tüm bu oyuncular nasıl bir sisteme uyar sizce? 38 tane set içeren bir sistem? Hayır. Yavaş ve temposuz oyun? Hayır. Spanoulis'e bağımlı oyun? Hayır. Printezis-Antic-Hines-Powell post up oyunları? Yine hayır.

Peki ne o zaman? Pick and Roll üzeri penetre pas sistemi. İşte bu. Hines ve Powell topu yakınlarda almaya çalışacak. Antic pick and pop yapıp üçlük atacak. Papa, Perperogluou, Sloukas, Mantzaris penetreler üzeri boş kalarak üçlük atacak. Veya onlar da penetre edip pas verecekler. Ama daha önemlisi, Spanoulis ve Law ile yapılan pick üzeri veya pick olmadan yapılan penetrelerin üzerine yardım çekerek boşu bulmak. Ayrıca hücuma çok hızlı çıkarak bir an önce eğer boş kalınırsa topu potatya göndermek. Tüm oyuncular bu sisteme uyuyor. Böylece, herkesten verim alınıyor ve başarı şansı daha yüksek oluyor. Bir adet sistemleri var, oyuncular bu sisteme uymaya alışmış, herkes neyi iyi yapıp neyi iyi yapamayacağını çok iyi biliyor.

(Not: Bazıları Oly'nin Spanoulis'e bağımlı oyun oynadıklarını düşünebilir. Bu doğru değildir. 2012-2013 El finalinde Spanoulis'in 0 sayı attığı ilk yarıda Oly 16-17 sayı geriye düşmüş, sonrasında toparlanmış ve yavaş yavaş farkı eriterek devreye 4-5 sayı geride girmiştir. İkinci yarı Spanoulis devreye girmiş ve üst üste 3-4 üçlük atarak takımı rahatlatmıştır, ancak onun yokluğunda Oly kendi düzenini gayet iyi işletebilmektedir.)

Karşılaştırma olması için birkaç örnek vermem gerek:
Bu takıma kim uymazdı? Semih Erden uymazdı mesela. Dusko Savanovic de uymazdı. Planinic yavaş kalırdı. Zoric de uymazdı. İyi şutörler ve iyi bitiriciler daha önemli Oly için.

Efes ve Fener kadrolarını da başka bir yazıda inceleyeceğiz, ve şunu söyleyebiliriz ki, Olympiakos tüm oyuncularından en iyi neyi yapabilirse onu istiyor. Sistemleri de buna çok uygun. Ve hiçbir oyuncu sistemin dışına çıkamaz. Erken atışlar, zorlama denemeler yapılmaz. 15 sayı geride de olsalar, önde de olsalar yine aynı oyun tarzını oynarlae.

Bütün bunlar, yöneticilerin deneyiminden kaynaklanıyor. Olympiakos'ta iş yapmayacak isimlere büyük paralar ödenmiyor. Örneğin Oly asla Vujacic gibi bir oyuncuya o kada para ödemez. (senelik 1.9 milyon euro) Çünkü Vujacic gibi üçlük atabilen ve onda bir paraya oynayan birçok Yunan oyuncu bulunur (Perperoglou). Örneğin Semih Erden'i transfer etmez, çünkü Semih'in bitirici özelliği inanılmaz iyi değil. Başka özellikleri var. Ama Kyle Hines harika bir bitiricidir ve boş adam bulmaya yönelik penetre pas sistemine çok daha iyi uyum sağlar. Keza Barac da Oly'de hiçbir işi olmayan oyuncular arasında - Barac'ın var denilen orta mesafe şutu Oly'nin kullanabileceği bir silah değil, kaldı ki Barac çok kötü bir bitirici.


Anadolu Efes'e bakacak olursak, belli bir oyun sisteminin oturtulamadığını görürüz - bu yüzden ona yönelik isimler transfer edilemez. 1-2 senede bir yeni koç gelir, bir önceki sene birçok oyuncuyla ağır ve elden çıkarması imkansız kontratlar yapılmıştır, ve zaten hali hazırda kontratı devam eden bu oyuncular gönderilemediği için yeni koç birkaç transfer yapabilir sadece. Yepyeni bir sistem gelir takıma - ama takım bunun için uygun değildir. Ne var ki, kontrat sorunları yüzünden elde olanı kullanmak zorunda kalır koç. Halbuki kendi istediği oyuncularla daha az maliyetli ve daha iyi kadrolar kurulabilirdi. Ayrıca, yeni sisteme oyuncuları alışması zaman alır, kimin neyi yapabileceğini çözmek için yarım sezon geçer. Çünkü oyuncular sistemin parçası değil, sistem oyuncuların oyuncağı olmuştur. Ve oyunculardan özellikleri olmayan şeyler beklenir. Shermadini Efes'te olsa "neden sayı atamıyor ki bu adam" deyip gönderilecekken, Oly'de sadece en iyi yaptığı işi yapması istenir. Ribaund ve Savunma. Bunları yapması, Oly için yeterliyken Türkiye'de Gist gibi isimler ofansif anlamda yeterince etkili olamadıkları için elden çıkarılmıştır - halbuki Gist başka özellikleri ile var, ondan her maç 20 sayı değil, 20 ribaund almasını isterseniz rahatça ve full kapasitesiyle oynayabilir. HERKES KENDİ BİLDİĞİ İŞİ YAPACAK!

Efes ve Fener'in sorunlarını ve kadro yapısını bir sonraki yazıda konuşacağız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Doğru Basketbol - "Good Execution"

Analiz: CSKA Moskova Niye Final Four Maçlarını İyi Oynayamıyor?

NBA Playoffs 2015