NBA Batı Konferansı Contender'larının Transfer Değerlendirmesi
NBA'de transfer sezonu bitmedi ancak takımlar az çok belli oldu. Büyük parçalar dağıldı ve sansasyonel olaylar yaşandı. Gelin kısaca bazı takımları değerlendirelim:
Golden State Warriors: Herhangi bir transfer yapmadılar. İç transferde Draymond Green, Speights ve Barbosa'nın sözleşmelerini uzattılar. Draftta seçtikleri SF Kevon Looney ile sözleşme imzaladılar. Yine şampiyonluğun en büyük adayları arasındalar.
San Antonio Spurs: Transfer sezonunu en iyi geçiren takım oldular. LaMarcus Aldridge gibi bir yıldızı kadrolarına kattılar. Aldridge, Lakers, Dallas, Phoenix ve kendi takımı Portland'ın tekliflerini reddederek Spurs'e imza attı. Bu durum her ne kadar "şanlı" Spurs'un her zaman kendi yetiştirdiği oyuncularla başarılı olma stratejisine uymasa ve diğer taraftarlar tarafından Spurs romantiklerinin eleştirilmesine sebep olsa da, Aldridge gibi harika bir oyuncuyu kadrolarına katan Spurs bunlara kulaklarını tıkamış durumda. Zaten Spurs de oyuncu yetiştirmek dışında bir hamle yapmayacaklarını garanti etmiyordu ki! Aldridge hamlesi, aynı zamanda Spurs'u Duncan emekli olduktan sonraki döneme de hazırlamış oldu. Parker-Ginobili-Duncan artık Parker-Kawhi-Aldridge'ye dönüşecek, zaten Kawhi üçlüye Ginobili'nin yerinden girdi bile...
Aldridge dışında David West'i de takıma eklediler. West 34 yaşında ve büyük kontratının son senesini oynayacaktı. Ancak Indiana'da alacağı 12 milyon doları elinin tersiyle iterek 1.4 milyon dolara Spurs'e katıldı. Bu zaten NBA'de alabileceği minimum para. Spurs de ancak bunu verebiliyor, çünkü cap space'leri doldu. 11 milyon civarı bir indirime gitmesinin tek sebebi bir şampiyonluk kazanmak. Eskiden oyuncular Lakers'a gelmek için böyle indirimlere giderdi, artık Spurs'e gidiyorlar, Lakers'ı düşünmüyorlar bile.. Hayat!
Spurs'ün diğer hamleleri ise Ray McCallum ile Boban Marjanovic oldu. McCallum, Toronto'ya giden Cory Joseph yerine 3. guard olarak geldi. Önünde Mills ve tabii ki Parker var. Henüz 24 yaşında ve Sacramento'da özellikle son 30 maçta önemli katkı yapabileceğini ve artık NBA'e uyum sağladığını gösterdi. İstikrar sorunu var ama 3. bazen de 2. guard olmak için uygun. Boban Marjanovic ise Euroleague'de harika bir sezon geçirdi. 16.6 sayı ve 10.7 ribaund ortalamasıyla oynadı. Birçok maçı domine etti. Boban 2.21 boyunda ve Spurs bunu kullanabileceğini düşünüyor. Hücumda kendini çok geliştirdi, artık elit bir ribaund ustası aynı zamanda. Ancak savunmada ciddi sıkıntıları var. Ayaklarını çekmede zorlanıyor ve teması hala fazla sevmiyor. Ancak Spurs bu sene gemileri yaktı, ve ondan 3-5 dk verim alabilecek olsalar bile bunu kullanmak istiyorlar - şampiyon olmak için ne gerekiyorsa yapacaklar.
Spurs bunun yanında iç transferde Ginobili ile sözleşme de yeniledi. Danny Green'i takımda tuttu ve Duncan ile de 1 senelik daha anlaştı. Onlar için bu sezon şampiyonluğun en büyük adayı diyebiliriz. Parker, Green, Ginobili, Kawhi, Aldridge, West ve Duncan gibi elit oyuncuları var. Ve en büyük artıları da NBA'in açık ara en iyi koçu olan Gregg Popovich. Ama Spurs yine de gittikçe daha da güçlenen Batı Konferansında mücadele ediyor ve onlar için Batı Finali şampiyonluk serisinden daha zor olacak.
Oklahoma City Thunder: Transfer sezonunu pek hareketli geçirmediler. Hatta dış transferde neredeyse hiçbir şey yapmadılar. 1. tur 14. sıradan draft ettikleri PG Cameron Payne ile sözleşme imzaladılar, Kyle Singler'ı takımda tuttular ve Enes Kanter'e Portland'ın yaptığı 4 sene 70 milyon dolarlık kontratı karşıladılar ve onu takımda tuttular.. Bir dakika!? Enes Kanter şu an yılda 16 milyon dolar mı kazanıyor? Westbrook'un aldığı maaş ile aynı ama bu!? Yok yok olamaz.. Bu maaş John Wall'ın, Kyrie Irving'in, Klay Thompson'un, Jimmy Butler'ın, DeMarcus Cousins'in, sayamadığım pek çok yıldız oyuncunun, hatta Curry ve James Harden'ın maaşlarından bile yüksek.... Evet gerçek. Koskoca NBA'in en çok kazanan 18. oyuncusu Enes. Bu kontratı hak ediyor muydu filan gibi soruları sorabilirsiniz.. Bence bu denli büyük bir kontratı hak etmiyordu. Yani bu süperyıldız maaşı. Harden, Westbrook, Blake Griffin maaşı. Enes henüz o seviyede değil, hatta bundan 7 ay önce Utah Jazz'da maç başı 15 dakika süre alan mutsuz bir oyuncu halindeydi. Evet OKC'de çok etkileyici bir 18.7 sayı 11.0 ribaund performansı var 26 maçta. Ama bahsettiğimiz maaş profilindeki oyunculardan biri hala değildi. Bunu biraz daha açıklayalım, yani Enes bu kontratı kazansın, lafım yok ama bazı sıkıntılar oluştu şimdi OKC için. Öncelikle, Enes'e bu kontratı vermek onların 3. bir yıldız transferi için önlerini tıkadı. Her ne kadar seneye cap space'ler artacak olsa da bu büyük bir avantaj olarak düşünülemez, zira şimdi Westbrook da Durant de daha büyük kontratlar isteyecek, yeni gelmesi düşünülen yıldız oyuncu da. Yani herkes "bana artık daha fazla verebilirsin, geçen seneki eski kontrat fiyatlarını verme" diyecek, ve olay yine aynı noktaya gelecek.
OKC'nin bunu yapmasının açık bir sebebi de var. Birincisi, Durant her ne kadar belli etmese de bu sene sonunda sözleşmesi bitiyor ve muhtemelen takımdan ayrılacak. Sebebi de OKC'yi sevmemesi filan değil, çok seviyor da takımın lideri değil. Durant, 10 senede bir gelebilecek Kobe, LeBron ve Davis ayarında, en azından potansiyelinde bir oyuncu. Ama kendi takımında ondan daha aktif, daha söz sahibi, bir top kullanılacaksa vermek zorunda olduğu Russell Westbrook gibi bir adam var. Pek çok maçta ondan çok daha fazla top kullanıyor, takım içinde daha çok saygı görüyor ve takımın lideri gibi davranıyor. Durant "yancı" olmak için fazla yıldız bir oyuncu. Bu yüzden seneye Lakers ve Washington gibi teklif yapacağı %100 olan takımlardan birini tercih edecek. Son senesinde de Thunder hem Russell hem de Durant takımdayken paraya kıyıp Enes'i takımda tutmak istedi, bu "duo"nun son senesinde bir şampiyonluk kazanmak için.
Enes'in en büyük eksisi çok kötü bir savunmacı olması. Öyle averaj filan değil, baya kötü. Takım onun oynadığı dakikalarda daha çok sayı yiyor, çıktığında çok daha az. Onun gidişiyle Utah NBA'nin en kötü savunmasından yukarılara yükseldi. OKC, bu sıkıntıyı o kadar önemsemiyor, çünkü birincisi takım sistemi atmak üzerine kurulu. İkincisi de Enes'in yedeği Steven Adams iyi bir savunmacı, ayrıca 4 numarada yine iyi bir savunmacı olan Serge Ibaka var. Yani uzun pozisyonunda Enes'i kompanse edebilirler (yine de soru işareti).
OKC'nin yeni sezondaki asıl büyük ve en güzel hamlesi ise yaptığı transferler değil, Scott Brooks'u göndermek oldu. Takıma bir el freni niteliğindeki Brooks, Spoelstra'nın becerebildiği yıldızları yönetme olayında çuvalladı ve oynattığı düzensiz saçma sapan basketbol defalarca takımının kaybetmesine sebep oldu. Yerine 19 senedir University of Florida'nın koçluğunu yapan Billy Donovan'ı getirdiler. NBA tecrübesi henüz yok, bu sene bakalım göreceğiz nasıl bir sistem ile oynatacak. En büyük özelliği ise inanılmaz fazla sayıda hareketli ve Russell ve Durant'e uyan setler oynatması. Kafasında yüzlerce set olduğu söyleniyor.
OKC, Durant eğer ki iyi performans gösterirse, Westbrook, Enes ve Ibaka ile birlikte Batı Finali'nin en önemli adaylarından biri haline gelir. Durant isikrarlı bir oyuncu, ben onun yine sakatlıklar olmazsa çok iyi oynayabileceğine inanıyorum. Yan parçalar Steven Adams, DJ Augustine, Kyle Singler, Anthony Morrow ve enerjik Mitch McGary ile birlikte çok iyi performans gösterecekler.
Not: Dion Waiters'ı saymadım. OKC'nin başarılı olabilemesi için Dion Waiter'ın takımdan gitmesi veya onun yıldız bir oyuncu olmadığına ikna edilmesi gerekiyor. Yoksa düşük yüzdeleriyle Durant'ten daha çok top kullanma saygısızlığını gösteren Waiters, Westbrook ile birleşip Voltran oluşturur ama bu Voltran rakipleri değil Oklahoma'yı yok eder. Bir nevi Avengers-Ultron yani.. Durant de tek Avenger olarak Ultron'u yenemez. Enes Kanter ise kaçar.
Houston Rockets: Houston, az ama öz iş yaptı: Konferans finali oynamış kadrosuna Ty Lawson'u ekledi. Prigioni, Nick Johnson, Dorsey ve Papanikolau gibi isimleri Denver'a takas karşılığı verdi ama zaten bu oyuncular Houston'a ciddi bir katkı vermiyorlardı. Harden Rockets'ta topla tek oynayabilen oyuncuydu. Ona biraz Trevor Ariza ve Cory Brewer destek veriyordu ama hücumların çoğuna Harden karar veriyordu. Şimdi Ty Lawson geldi ve bu durumu değiştirecek. Lawson transferi Rockets tarafından Harden'a "topla bu kadar çok oynamanı istemiyoruz" mesajı olabilir diye konuşuluyor. Göreceğiz...
Ty Lawson, geçen sene asist krallığını uzun süre John Wall ile birlikte ilk sırada götürdü. Sene sonuna doğru bir amacı kalmayan Denver'da asist performansı az da olsa düştü ve 10.1-10.2 asist ortalamalarından 9.6'ya düştü ve seneyi Paul ve Wall'ın arkasından 3. sırada kapattı. NBA'nin en elit asist yapabilen oyun kurucularından biri o, ve bu sene Rockets onunla çok daha iyi bir performans gösterecek.
Josh Smith'i de Clippers'a gönderdiler. Smith playofflarda genel olarak iyi bir performans gösterdi ve efsanevi bir biçimde kazanılan Clippers serisi 6. maçının kahramanıydı. Ancak normal sezonda şut ve serbest atış sıkıntısını çözemedi. Onlar da Smith'i yeni sezonda düşünmediler. Terrence Jones ve Motiejunas daha fazla sorumluluk alacaktır.
Houston, Lawson transferiyle kadrosunu daha da güçlendirdi, ancak Harden'a bu kadar bağımlı bir oyun oynamaları onların istikarlı bir biçimde iyi oynamasını engelliyor. Howard eğer sağlıklı kalabilirse konsantre olmuş hali Houston'a garanti bir Batı yarı finali getirecektir, ancak bundan sonrası garanti değil. Her şey olabilir... belli olmaz.
Los Angeles Clippers: Clippers bu sene ilginç hamleler yaptı. Matt Barnes'ı kaybettiler, ancak Lance Stephenson ve Paul Pierce ile anlaşıldı, ardından Josh Smith ile imzalandı. Hepsi iyi katkı elbette verecektir, ancak hepsi birer kumar...
Lance Stephenson, iki sene önce Indiana'da gösterdiği harika performanstan sonra Charlotte ile kontrat yaptı. Herkes artık daha fazla sorumluluk alabileceği bir yerde daha da iyi bir performans göstereceğini ve takımın yıldızı olacağını düşünüyordu. Öyle olmadı. Stephenson çok istikrarsız bir performans gösterdi. Ritmini bulamadı. Ama bu sene bulursa çok tehlikeli bir oyuncu haline gelebilir, zira Lance'in en iyi yaptığı iş "hustle play" dedikleri mücadele ile getirdiği enerji. Savunmada, hücumda tamamen tüm gücünü ortaya koyarak oynuyor. Bence daha karışık bir yapısı olan Bobcats'tense her şeyin az çok belli olduğu Clippers'ta daha iyi oynayacaktır.
Paul Pierce ise 37 yaşında. Bu sene 38'ine girecek. Yaşlandı... Geçen sene Wizards'ta çok iyi bir katkı vermişti, kilitlenen oyunları açan, skor yükünü zaman zaman gençler karşılayamayınca üstüne alan, ve de en önemlisi son saniyelerde ve topun el yaktığı anlarda sorumluluk alan ve bunu defalarca başaran bir Pierce. Wizards-Hawks serisinde ve Toronto serisinde 3 tane buzzer beater attı, sonuncusu 0.1 saniye geç olduğu için Wizards elendi. Hatta her seferinde "bunun için buradayım" "ben daha oynuyorum" dedi, en sonunda Hawks'ı yıkan şutu üzerine de "I called the game" diye efsanevi bir söz söyledi. Bu sene de elbette iyi katkı verecektir, en azından yaşına göre, ama sakatlık riski de var artık. Ama takıma liderlik edecek bir oyuncu, çünkü o bir "Future Hall of Famer". Yani efsane bir isim.
Josh Smith hakkında da pek söylenebilecek bir şey yoki ben şahsen kendisini pek beğenmiyorum, konsantre sorunları var ve şutu çok kötü. Ama 3 ve 4 numaralarda kullanılabilecek bir isim. Bu arada savunması da epey berbat. Umarım Doc Rivers onu toparlayabilir.
Şimdi bir sıkıntı var Clippers ile ilgili. Austin Rivers ile de sözleşme yenilenmesinden sonra takımda 3 tane SG bulunuyor. NBA'nin en iyi şutörlerinden JJ Redick, Lance Stephenson ve Austin Rivers. Hangisi ne ara oynayacak? Bu ciddi bir soru işareti. Belki Rivers oğlunu PG pozisyonunda kullanmayı düşünüyordur zaman zaman, veya Lance Stephenson'u.
Ellerinden kayıp gitmekte olan DeAndre Jordan'ı ellerinde tutmak da yaptıkları en iyi şey oldu bu yaz. DeAndre Jordan Dallas'a gitmek üzereydi ve Clippers başkanı Ballmer, koç Rivers, ve oyuncular aul, Griffin, Pierce ve Redick onun evini basıp ikna ettiler, ardından Jordan'ın telefonlarına olan erişimini engelleyerek evinde kaldılar ve herhangi bir Dallas yöneticisinin veya oyuncusunun eve girmesini veya Jordan'ın evden çıkmasını engellediler. Ertesi sabah da sözleşmeyi imzalattılar. Tıpkı yıllar öncesinde Türk futbol takımlarının oyuncuları kaçırarak sözleşme imzalatması gibi. Bunu yapmasalardı ve DJ Dallas ile imzalasaydı Clippers asla böyle bir pivot bulamayacak ve muhtemelen gelecek sezonda da başarılı olamayacaktı. Şimdi maalesef Dallas aynı konuma düştü, ayrıca DJ olnlara imza atacağını söyleyerek onların başka bir B plan pivotu ile anlaşmasının da önüne geçti ve sonradan 1 hafta sonra çark etti. Böylece Dallas da Hibbert gibi isimlerle anlaşma şansını kaybetti ve Zaza Pachulia'ya mahkum oldular...
Clippers, yeni sezonda Batıda yine konferans yarı finalini görecektir diye tahmin ediyorum. Zaten bu yazıdaki 4 takımın ve Golden State'in yarı finalde birbiriyle oynayacağını düşünüyorum. (5 takımdan 4'ü) Ama sonrası yine garanti değil, karşılarına Spurs çıkarsa da %80 kaybedecekler. Yine de izlemesi en keyifli kadrolardan biri olmaya devam edecekler... :)
Dallas Mavericks: Mavs transfer döneminde DeAndreJoran ile anlaşamayarak bu yazıda olma hakkını kaybetti. Clippers anlaşamasaydı da onlar kaybedecekti. Normalde tanking yapmayı düşünen ve bu uğurda iyi isimlerle anlaşmayacak olan Dallas, DeAndre Jordan takıma geleceğini söyleyince aktif moda geçti ve Wesley Matthews ile anlaşıldı. Ama o takıma gelmeyince hem tanking fırsatı boşa gitti, hem de tüm iyi isimler kapıldığı için üste oynama şansı kayboldu. Tüm otoritelerin dediği gibi, "Mavs are now totally screwed." (Mavs artık battı, mahvoldu.) Son hamle olarak Deron Williams'ı almaları onları kurtarmayacak.
Memphis Grizzles, Phoenix Suns gibi kalburüstü takımların bu üstteki 4 takımı ve GSW'yi geçebileceğini zannetmiyorum. Özellikle Memphis'i destekleyen biri olarak da ama Memphis'in değerlendirmesini ayrı bir yazıda yapacağım. Portland zaten artık kalburüstü değil.
Çok güzel bir sene olacağına eminim!
Golden State Warriors: Herhangi bir transfer yapmadılar. İç transferde Draymond Green, Speights ve Barbosa'nın sözleşmelerini uzattılar. Draftta seçtikleri SF Kevon Looney ile sözleşme imzaladılar. Yine şampiyonluğun en büyük adayları arasındalar.
San Antonio Spurs: Transfer sezonunu en iyi geçiren takım oldular. LaMarcus Aldridge gibi bir yıldızı kadrolarına kattılar. Aldridge, Lakers, Dallas, Phoenix ve kendi takımı Portland'ın tekliflerini reddederek Spurs'e imza attı. Bu durum her ne kadar "şanlı" Spurs'un her zaman kendi yetiştirdiği oyuncularla başarılı olma stratejisine uymasa ve diğer taraftarlar tarafından Spurs romantiklerinin eleştirilmesine sebep olsa da, Aldridge gibi harika bir oyuncuyu kadrolarına katan Spurs bunlara kulaklarını tıkamış durumda. Zaten Spurs de oyuncu yetiştirmek dışında bir hamle yapmayacaklarını garanti etmiyordu ki! Aldridge hamlesi, aynı zamanda Spurs'u Duncan emekli olduktan sonraki döneme de hazırlamış oldu. Parker-Ginobili-Duncan artık Parker-Kawhi-Aldridge'ye dönüşecek, zaten Kawhi üçlüye Ginobili'nin yerinden girdi bile...
Aldridge dışında David West'i de takıma eklediler. West 34 yaşında ve büyük kontratının son senesini oynayacaktı. Ancak Indiana'da alacağı 12 milyon doları elinin tersiyle iterek 1.4 milyon dolara Spurs'e katıldı. Bu zaten NBA'de alabileceği minimum para. Spurs de ancak bunu verebiliyor, çünkü cap space'leri doldu. 11 milyon civarı bir indirime gitmesinin tek sebebi bir şampiyonluk kazanmak. Eskiden oyuncular Lakers'a gelmek için böyle indirimlere giderdi, artık Spurs'e gidiyorlar, Lakers'ı düşünmüyorlar bile.. Hayat!
Spurs'ün diğer hamleleri ise Ray McCallum ile Boban Marjanovic oldu. McCallum, Toronto'ya giden Cory Joseph yerine 3. guard olarak geldi. Önünde Mills ve tabii ki Parker var. Henüz 24 yaşında ve Sacramento'da özellikle son 30 maçta önemli katkı yapabileceğini ve artık NBA'e uyum sağladığını gösterdi. İstikrar sorunu var ama 3. bazen de 2. guard olmak için uygun. Boban Marjanovic ise Euroleague'de harika bir sezon geçirdi. 16.6 sayı ve 10.7 ribaund ortalamasıyla oynadı. Birçok maçı domine etti. Boban 2.21 boyunda ve Spurs bunu kullanabileceğini düşünüyor. Hücumda kendini çok geliştirdi, artık elit bir ribaund ustası aynı zamanda. Ancak savunmada ciddi sıkıntıları var. Ayaklarını çekmede zorlanıyor ve teması hala fazla sevmiyor. Ancak Spurs bu sene gemileri yaktı, ve ondan 3-5 dk verim alabilecek olsalar bile bunu kullanmak istiyorlar - şampiyon olmak için ne gerekiyorsa yapacaklar.
Spurs bunun yanında iç transferde Ginobili ile sözleşme de yeniledi. Danny Green'i takımda tuttu ve Duncan ile de 1 senelik daha anlaştı. Onlar için bu sezon şampiyonluğun en büyük adayı diyebiliriz. Parker, Green, Ginobili, Kawhi, Aldridge, West ve Duncan gibi elit oyuncuları var. Ve en büyük artıları da NBA'in açık ara en iyi koçu olan Gregg Popovich. Ama Spurs yine de gittikçe daha da güçlenen Batı Konferansında mücadele ediyor ve onlar için Batı Finali şampiyonluk serisinden daha zor olacak.
Oklahoma City Thunder: Transfer sezonunu pek hareketli geçirmediler. Hatta dış transferde neredeyse hiçbir şey yapmadılar. 1. tur 14. sıradan draft ettikleri PG Cameron Payne ile sözleşme imzaladılar, Kyle Singler'ı takımda tuttular ve Enes Kanter'e Portland'ın yaptığı 4 sene 70 milyon dolarlık kontratı karşıladılar ve onu takımda tuttular.. Bir dakika!? Enes Kanter şu an yılda 16 milyon dolar mı kazanıyor? Westbrook'un aldığı maaş ile aynı ama bu!? Yok yok olamaz.. Bu maaş John Wall'ın, Kyrie Irving'in, Klay Thompson'un, Jimmy Butler'ın, DeMarcus Cousins'in, sayamadığım pek çok yıldız oyuncunun, hatta Curry ve James Harden'ın maaşlarından bile yüksek.... Evet gerçek. Koskoca NBA'in en çok kazanan 18. oyuncusu Enes. Bu kontratı hak ediyor muydu filan gibi soruları sorabilirsiniz.. Bence bu denli büyük bir kontratı hak etmiyordu. Yani bu süperyıldız maaşı. Harden, Westbrook, Blake Griffin maaşı. Enes henüz o seviyede değil, hatta bundan 7 ay önce Utah Jazz'da maç başı 15 dakika süre alan mutsuz bir oyuncu halindeydi. Evet OKC'de çok etkileyici bir 18.7 sayı 11.0 ribaund performansı var 26 maçta. Ama bahsettiğimiz maaş profilindeki oyunculardan biri hala değildi. Bunu biraz daha açıklayalım, yani Enes bu kontratı kazansın, lafım yok ama bazı sıkıntılar oluştu şimdi OKC için. Öncelikle, Enes'e bu kontratı vermek onların 3. bir yıldız transferi için önlerini tıkadı. Her ne kadar seneye cap space'ler artacak olsa da bu büyük bir avantaj olarak düşünülemez, zira şimdi Westbrook da Durant de daha büyük kontratlar isteyecek, yeni gelmesi düşünülen yıldız oyuncu da. Yani herkes "bana artık daha fazla verebilirsin, geçen seneki eski kontrat fiyatlarını verme" diyecek, ve olay yine aynı noktaya gelecek.
OKC'nin bunu yapmasının açık bir sebebi de var. Birincisi, Durant her ne kadar belli etmese de bu sene sonunda sözleşmesi bitiyor ve muhtemelen takımdan ayrılacak. Sebebi de OKC'yi sevmemesi filan değil, çok seviyor da takımın lideri değil. Durant, 10 senede bir gelebilecek Kobe, LeBron ve Davis ayarında, en azından potansiyelinde bir oyuncu. Ama kendi takımında ondan daha aktif, daha söz sahibi, bir top kullanılacaksa vermek zorunda olduğu Russell Westbrook gibi bir adam var. Pek çok maçta ondan çok daha fazla top kullanıyor, takım içinde daha çok saygı görüyor ve takımın lideri gibi davranıyor. Durant "yancı" olmak için fazla yıldız bir oyuncu. Bu yüzden seneye Lakers ve Washington gibi teklif yapacağı %100 olan takımlardan birini tercih edecek. Son senesinde de Thunder hem Russell hem de Durant takımdayken paraya kıyıp Enes'i takımda tutmak istedi, bu "duo"nun son senesinde bir şampiyonluk kazanmak için.
Enes'in en büyük eksisi çok kötü bir savunmacı olması. Öyle averaj filan değil, baya kötü. Takım onun oynadığı dakikalarda daha çok sayı yiyor, çıktığında çok daha az. Onun gidişiyle Utah NBA'nin en kötü savunmasından yukarılara yükseldi. OKC, bu sıkıntıyı o kadar önemsemiyor, çünkü birincisi takım sistemi atmak üzerine kurulu. İkincisi de Enes'in yedeği Steven Adams iyi bir savunmacı, ayrıca 4 numarada yine iyi bir savunmacı olan Serge Ibaka var. Yani uzun pozisyonunda Enes'i kompanse edebilirler (yine de soru işareti).
OKC'nin yeni sezondaki asıl büyük ve en güzel hamlesi ise yaptığı transferler değil, Scott Brooks'u göndermek oldu. Takıma bir el freni niteliğindeki Brooks, Spoelstra'nın becerebildiği yıldızları yönetme olayında çuvalladı ve oynattığı düzensiz saçma sapan basketbol defalarca takımının kaybetmesine sebep oldu. Yerine 19 senedir University of Florida'nın koçluğunu yapan Billy Donovan'ı getirdiler. NBA tecrübesi henüz yok, bu sene bakalım göreceğiz nasıl bir sistem ile oynatacak. En büyük özelliği ise inanılmaz fazla sayıda hareketli ve Russell ve Durant'e uyan setler oynatması. Kafasında yüzlerce set olduğu söyleniyor.
OKC, Durant eğer ki iyi performans gösterirse, Westbrook, Enes ve Ibaka ile birlikte Batı Finali'nin en önemli adaylarından biri haline gelir. Durant isikrarlı bir oyuncu, ben onun yine sakatlıklar olmazsa çok iyi oynayabileceğine inanıyorum. Yan parçalar Steven Adams, DJ Augustine, Kyle Singler, Anthony Morrow ve enerjik Mitch McGary ile birlikte çok iyi performans gösterecekler.
Not: Dion Waiters'ı saymadım. OKC'nin başarılı olabilemesi için Dion Waiter'ın takımdan gitmesi veya onun yıldız bir oyuncu olmadığına ikna edilmesi gerekiyor. Yoksa düşük yüzdeleriyle Durant'ten daha çok top kullanma saygısızlığını gösteren Waiters, Westbrook ile birleşip Voltran oluşturur ama bu Voltran rakipleri değil Oklahoma'yı yok eder. Bir nevi Avengers-Ultron yani.. Durant de tek Avenger olarak Ultron'u yenemez. Enes Kanter ise kaçar.
Houston Rockets: Houston, az ama öz iş yaptı: Konferans finali oynamış kadrosuna Ty Lawson'u ekledi. Prigioni, Nick Johnson, Dorsey ve Papanikolau gibi isimleri Denver'a takas karşılığı verdi ama zaten bu oyuncular Houston'a ciddi bir katkı vermiyorlardı. Harden Rockets'ta topla tek oynayabilen oyuncuydu. Ona biraz Trevor Ariza ve Cory Brewer destek veriyordu ama hücumların çoğuna Harden karar veriyordu. Şimdi Ty Lawson geldi ve bu durumu değiştirecek. Lawson transferi Rockets tarafından Harden'a "topla bu kadar çok oynamanı istemiyoruz" mesajı olabilir diye konuşuluyor. Göreceğiz...
Ty Lawson, geçen sene asist krallığını uzun süre John Wall ile birlikte ilk sırada götürdü. Sene sonuna doğru bir amacı kalmayan Denver'da asist performansı az da olsa düştü ve 10.1-10.2 asist ortalamalarından 9.6'ya düştü ve seneyi Paul ve Wall'ın arkasından 3. sırada kapattı. NBA'nin en elit asist yapabilen oyun kurucularından biri o, ve bu sene Rockets onunla çok daha iyi bir performans gösterecek.
Josh Smith'i de Clippers'a gönderdiler. Smith playofflarda genel olarak iyi bir performans gösterdi ve efsanevi bir biçimde kazanılan Clippers serisi 6. maçının kahramanıydı. Ancak normal sezonda şut ve serbest atış sıkıntısını çözemedi. Onlar da Smith'i yeni sezonda düşünmediler. Terrence Jones ve Motiejunas daha fazla sorumluluk alacaktır.
Houston, Lawson transferiyle kadrosunu daha da güçlendirdi, ancak Harden'a bu kadar bağımlı bir oyun oynamaları onların istikarlı bir biçimde iyi oynamasını engelliyor. Howard eğer sağlıklı kalabilirse konsantre olmuş hali Houston'a garanti bir Batı yarı finali getirecektir, ancak bundan sonrası garanti değil. Her şey olabilir... belli olmaz.
Los Angeles Clippers: Clippers bu sene ilginç hamleler yaptı. Matt Barnes'ı kaybettiler, ancak Lance Stephenson ve Paul Pierce ile anlaşıldı, ardından Josh Smith ile imzalandı. Hepsi iyi katkı elbette verecektir, ancak hepsi birer kumar...
Lance Stephenson, iki sene önce Indiana'da gösterdiği harika performanstan sonra Charlotte ile kontrat yaptı. Herkes artık daha fazla sorumluluk alabileceği bir yerde daha da iyi bir performans göstereceğini ve takımın yıldızı olacağını düşünüyordu. Öyle olmadı. Stephenson çok istikrarsız bir performans gösterdi. Ritmini bulamadı. Ama bu sene bulursa çok tehlikeli bir oyuncu haline gelebilir, zira Lance'in en iyi yaptığı iş "hustle play" dedikleri mücadele ile getirdiği enerji. Savunmada, hücumda tamamen tüm gücünü ortaya koyarak oynuyor. Bence daha karışık bir yapısı olan Bobcats'tense her şeyin az çok belli olduğu Clippers'ta daha iyi oynayacaktır.
Paul Pierce ise 37 yaşında. Bu sene 38'ine girecek. Yaşlandı... Geçen sene Wizards'ta çok iyi bir katkı vermişti, kilitlenen oyunları açan, skor yükünü zaman zaman gençler karşılayamayınca üstüne alan, ve de en önemlisi son saniyelerde ve topun el yaktığı anlarda sorumluluk alan ve bunu defalarca başaran bir Pierce. Wizards-Hawks serisinde ve Toronto serisinde 3 tane buzzer beater attı, sonuncusu 0.1 saniye geç olduğu için Wizards elendi. Hatta her seferinde "bunun için buradayım" "ben daha oynuyorum" dedi, en sonunda Hawks'ı yıkan şutu üzerine de "I called the game" diye efsanevi bir söz söyledi. Bu sene de elbette iyi katkı verecektir, en azından yaşına göre, ama sakatlık riski de var artık. Ama takıma liderlik edecek bir oyuncu, çünkü o bir "Future Hall of Famer". Yani efsane bir isim.
Josh Smith hakkında da pek söylenebilecek bir şey yoki ben şahsen kendisini pek beğenmiyorum, konsantre sorunları var ve şutu çok kötü. Ama 3 ve 4 numaralarda kullanılabilecek bir isim. Bu arada savunması da epey berbat. Umarım Doc Rivers onu toparlayabilir.
Şimdi bir sıkıntı var Clippers ile ilgili. Austin Rivers ile de sözleşme yenilenmesinden sonra takımda 3 tane SG bulunuyor. NBA'nin en iyi şutörlerinden JJ Redick, Lance Stephenson ve Austin Rivers. Hangisi ne ara oynayacak? Bu ciddi bir soru işareti. Belki Rivers oğlunu PG pozisyonunda kullanmayı düşünüyordur zaman zaman, veya Lance Stephenson'u.
Ellerinden kayıp gitmekte olan DeAndre Jordan'ı ellerinde tutmak da yaptıkları en iyi şey oldu bu yaz. DeAndre Jordan Dallas'a gitmek üzereydi ve Clippers başkanı Ballmer, koç Rivers, ve oyuncular aul, Griffin, Pierce ve Redick onun evini basıp ikna ettiler, ardından Jordan'ın telefonlarına olan erişimini engelleyerek evinde kaldılar ve herhangi bir Dallas yöneticisinin veya oyuncusunun eve girmesini veya Jordan'ın evden çıkmasını engellediler. Ertesi sabah da sözleşmeyi imzalattılar. Tıpkı yıllar öncesinde Türk futbol takımlarının oyuncuları kaçırarak sözleşme imzalatması gibi. Bunu yapmasalardı ve DJ Dallas ile imzalasaydı Clippers asla böyle bir pivot bulamayacak ve muhtemelen gelecek sezonda da başarılı olamayacaktı. Şimdi maalesef Dallas aynı konuma düştü, ayrıca DJ olnlara imza atacağını söyleyerek onların başka bir B plan pivotu ile anlaşmasının da önüne geçti ve sonradan 1 hafta sonra çark etti. Böylece Dallas da Hibbert gibi isimlerle anlaşma şansını kaybetti ve Zaza Pachulia'ya mahkum oldular...
Clippers, yeni sezonda Batıda yine konferans yarı finalini görecektir diye tahmin ediyorum. Zaten bu yazıdaki 4 takımın ve Golden State'in yarı finalde birbiriyle oynayacağını düşünüyorum. (5 takımdan 4'ü) Ama sonrası yine garanti değil, karşılarına Spurs çıkarsa da %80 kaybedecekler. Yine de izlemesi en keyifli kadrolardan biri olmaya devam edecekler... :)
Dallas Mavericks: Mavs transfer döneminde DeAndreJoran ile anlaşamayarak bu yazıda olma hakkını kaybetti. Clippers anlaşamasaydı da onlar kaybedecekti. Normalde tanking yapmayı düşünen ve bu uğurda iyi isimlerle anlaşmayacak olan Dallas, DeAndre Jordan takıma geleceğini söyleyince aktif moda geçti ve Wesley Matthews ile anlaşıldı. Ama o takıma gelmeyince hem tanking fırsatı boşa gitti, hem de tüm iyi isimler kapıldığı için üste oynama şansı kayboldu. Tüm otoritelerin dediği gibi, "Mavs are now totally screwed." (Mavs artık battı, mahvoldu.) Son hamle olarak Deron Williams'ı almaları onları kurtarmayacak.
Memphis Grizzles, Phoenix Suns gibi kalburüstü takımların bu üstteki 4 takımı ve GSW'yi geçebileceğini zannetmiyorum. Özellikle Memphis'i destekleyen biri olarak da ama Memphis'in değerlendirmesini ayrı bir yazıda yapacağım. Portland zaten artık kalburüstü değil.
Çok güzel bir sene olacağına eminim!
Yorumlar
Yorum Gönder