Anadolu Efes ve Avrupa'nın en iyi oyun kurucuları: Draper-Doğuş yeterli olacak mı?

Anadolu Efes'in bir sorunu var. Oyun kurucu mevkisi zayıf kaldı. Peki neden böyle oldu ve bunu nasıl çözebilirler?

Öncelikle halihazırdaki PG'lere bakalım. Dontaye Draper ve Doğuş Balbay.

Draper 1.80 boyunda hızlı bir guard. Şu ana kadar izlediğim üzere savunmada enerjisini ortaya koyan, hücumda penetre üzeri pas sistemini uygulamaya çalışan Amerikalı guard. 30 yaşında. Şutu istikrarsız. 2010-2012 arasında Cedevita Zagreb'de oynadı. O zamanlar Eurocup'ta oynarken %31 ile üçlük atmış, maç başına 5.3 asist yapmış. 14.7 sayı ortalaması var. Güzel görünüyor, öyle değil mi? Zaten o sene Eurocup MVP'si seçilmiş. Çok güzel duruyor her şey şu an. Ama karşısına gelen takımlar Eurocup takımları, onu unutmayalım.

Sonra bu başarılı performansının üzerine Real Madrid'e transfer olmuş. 2012-2014 arasında 2 sene oynadığı Madrid yılları Draper için pek iyi geçmemiş. Fazla süre alamadan oynadığı Euroleague karşılaşmalarında ortalama istatistikleri: 1.8 sayı, 1.1 asist. %28.6 üçlük. Yani felaket. Çok kötü. Berbat. Üzgünüm. Az oynaması veya iyi oynayamaması çok da fark etmiyor, istatistikler yok denecek kadar kötü bu senelerinde.

Bunun üzerine Anadolu Efes onu takımına katıyor 2014-2015 sezonu için. Şimdi biraz düşünelim. 30 yaşına gelmiş Amerikalı guard, son iki senesinde neredeyse hiçbir katkı yapamamış. 2 senedir Euroleague'de oynuyor diyeceğim ama oynuyor demek için süre almış olması gerekiyor, süre de pek almamış. Şu anlık görünüşü pek sağlam değil gibi. Ama kumaşı iyi olmalı çünkü 2011 yılında Eurocup MVP'si seçilmeyi başarmış. Anadolu Efes onu takımına katarak düpedüz risk aldı.

Peki bu sene ne yaptı Draper? 4 EL maçında ortalama 25 dakika süre alarak 9.5 sayı 5 asist ile oynadı. Fena görünmüyor, değil mi? Aslında hiç de fena değil. 30 dk oynasa 11 sayı 6 asist ortalaması olacağını hesap edersek iyi bir PG olarak görebiliriz kendisini.

Doğuş'a bakalım biraz. Son iki senesinde 26 EL maçında 2.7 sayı ortalamasıyla oynamış. Asist ortalaması 0.8. Yani pek iyi değil. Draper'dan 8 yaş daha genç. Bu sene de 4 El maçında ortalama 14 dakika süre alarak 2.5 sayı 0.8 asist ortalamaları tutturmuş, yani geçen senelerden çok farklı bir şey yapmıyor.

Bu istatistiklere bakınca takımın bir numaralı gurard'ının Draper olduğunu anlıyoruz. Daha kariyerli ve daha etkili olabilecek PG şu anda o görünüyor. Peki Draper yeterli mi gerçekten? Bunu anlamak için Efes'in gerçek rakiplerinin point guard'larına bir göz atalım. Burada Sassari veya Kızılyıldız oyuncularına bakmayacağız. Zaten Anadolu Efes'in gerçek rakipleri onlar değil, öyle olsaydı bu yazıyı yazmamızın bir anlamı kalmazdı.

Laboral'de Heurtel. Heurtel bu yaz 2014 Dünya Şampiyonası'nda ne kadar değerli bir oyuncu olduğunu herkese gösterdi. Orada başlarda inişli çıkışlı bir grafik çizse de sonunda sazı eline almıştı. Şu anda yaptıkları takımı tam anlamıyla yönetmek. Laboral maçlarında takım son anlarda ona güveniyor, topu her hücumda o yönlendiriyor ve tam bir oyun kurucu gibi davranıyor. 4 EL maçında bu sene 10 satı 7.5 asist ile oynadı.

Barça'dan Huertas. Bu sene 4 maçta ortalama 25 dakikada 5.8 sayı 4.3 asist ile oynadı. Huertas sergilediği zaman zaman harika, zaman zaman vasat performasını aşağı yukarı hep iyi oynayan bir istikrara dönüştürmüş durumda. Her ne kadar bu yazki şampiyonada istediklerini tam olarak sergileyemese de, Avrupa basketbolunda rakiplerin canını çok yakan bir oyuncu olmaya devam edecek.

Madrid'den Rodriguez. Bu sene 4 EL maçındaki ortalaması sadece 19 dakika. Real maçlarını çok rahat kazandığı için ona pek ihtiyaç duymuyorlar. 19 dakikada 7.5 sayı 6.3 asist ortalamasıyla oynuyor.

Olympiakos'tan Spanoulis. V-Span bu sene iyice coşmuş durumda. Neptunas'a 41 dakikada attığı 34 sayıyla kariyer rekorunu kırdı. Ortalama 33 dakikada 19.5 sayı 4.5 asist ile oynuyor, bu da gerçekten çok üst düzey bir basketbol demek. %40 ile üçlük attığını da söylemeliyim. Şu anda Oly'nin eli kolu gözü ayağı, her şeyi Spanoulis.

Moskova'dan Teodosic. Bu yazın düzenlenen dünya şampiyonasında herkesi hayretler içinde bırakan bir performans sergileyen Teodosic, EL'yede fırtına gibi bir başlangıç yaptı. 4 maçta ortalama 28 dakika süre alan Teo, 17.8 sayı ve 7.5 asist ortalamaları tutturdu. Bu sene en iyi oynayan PG kendisi ve izlerken hepimizi mest eden bir tekniği var, basketbol zevkine hitap ediyor.

Ve son olarak GS'den Aroyyo. Aroyyo bu sene 4 EL maçında ortalama 29 dakika sahada kaldı, 12.3 sayı 5.8 asist ile oynadı. Bütün bunlar 35 yaşındaki biri için çok güzel istatistikler. Ve hepimizin izlediği gibi takımı yönetiyor, zorda kaldığında topu o kullanıyor, saha içi lideri o Galatasaray'ın.

Fenerbahçe'de tam bir PG'nin eksikliği yüzünden oradan bir oyuncu karşılaştırması yapamıyorum.

Panathinaikos'tan ise Diamantidis, 3.3 sayı 7.3 asist. Diamantidis ismi zaten karşılaştırma için yeterli diye düşünüyorum.

Bu bilgiler ışığında bakarsak, Draper her ne kadar son iki sezon pek oynamasa da bu sene Avrupa'nın elit guard'ları arasında istatistiki açıdan çok da geride değil. Ancak istatistik yaptığı takımlar da savunma yapamayan Kazan, EL'ye çok yeni olan Nizhny Novgorod ve vasat bir görüntü çizen Sassari. Bu takımlara karşı zorlanmaması, onun Top 16'da zorlanmayacağı anlamına gelmiyor. Bilakis, onun Top 16 rakibi olması kuvvetle muhtemel olan Galatasaray karşısındaki etkisiz oyunu, ve de Kaunas'a karşı sergilediği 25 dakikada 8 sayı 4 asist Draper'in henüz tam alışamadığının bir göstergesi. Burada Spanoulis ve Teodosic diğer herkesten ayrılsa da, Draper'ın Heurtel veya Huertas ayarında oynaması gerekiyor. Efes'e en çok katkı yapabilmek için asist sayısını arttırması ve skor gücünü arttırması çok önemli. Bir başka çok önemli nokta da takımın birinci oyun kurucusu olarak saha içi liderliği üstlenmesi. Şu anda liderlik adına üstlendiği herhangi bir görev yok. Ama bu gerçekten çok önemli bir olay. Madrid ile Top 8 son saniyeleri, 5. maç. Efes'in sayı bulması gerek, maçın son anları. Draper sizce topu getirip süreyi eriten adam mı olmalı? Bu o kadar önemli bir soru ki aslında. Yukarıda yazılan oyun kurucuların hepsi bu görevi üstlenebilir. Ama iş Draper'a geldiğinde bu soruyu yanıtlarken bir güvensizlik oluşuyor: Acaba bu yükü kaldırabilecek mi? Teodosic, Spanoulis, Huertas, Heurtel, Aroyyo ve Rodriguez bu işi yapmak için yaşıyorlar. Birebir oynayıp sayı varsa gidecek, yoksa da iyi bir pasla takım arkadaşını boş bir şekilde topla buluşturacak özelliğe sahip tüm bu saydıklarım. Ama Draper? Bu soru, aslında Anadolu Efes'i sezon boyunca oyun kurucusundan ne kadar verim alacağı ve ona ne kadar güveneceği sorusunun da cevabı aynı zamanda. Tek başına gidip sayı atacak özelliğe sahip olduğunu söylememiz zor, kaldı ki her topun el yaktığı anlarda set hücumu oynanamadığı zaman birinin basketi bulması gerek. Eğer Bjelica veya Saric topu kullanacaksa, Anadolu Efes'te büyük bir guard sorunu var demektir, istatistikleri istediği kadar kötü olmasın. Draper'ın boyu diğer mevkidaşlarından daha kısa olduğu için (1.80), içeriye girdiği zaman hem topu dışarı çıkarması zorlaşıyor, hem de bitirmesi. Son oynanan Galatasaray maçında çok etkisiz bir görüntü çizmesi benim kafamda "acaba Anadolu Efes'e yeterli olacak bir guard mı?" şüphesini ciddi bir biçimde uyandırdı. Umarım yanılırım ve Draper performansını arttırarak herkese gerekli cevabı verir.

Doğuş ise yeteneklerinin %50'sini parkeye yansıtması halinde, "yeterli olmak"tan çıkı elit guardlar seviyesine gelebilir. Zaten bir back-up oyun kurucudan inanılmaz şeyler beklenmiyor, ancak o da "yerim sağlam, benden iyi back-up guard mı bulacaklar" zihniyetinden bir an önce sıyrılması gerekiyor - ben onun Karşıyaka gibi bir takımda oynuyor olsaydı daha çok çalışıp daha çok sorumluluk almak isteyeceğinden emin gibiyim. Şu anda her şey onun için iyi gidiyor, ama çok çok daha fazla katkı verebileceğini siz de o da çok iyi biliyor. Bu sadece onun elinde, Bo McCalebb'in Türk versiyonu olmaması için tek bir neden sayamazsınız. Doğuş birkaç ay sonra 26 yaşına girecek, Türk medyasının yarattığı "genç" statüsünden çıkalı yıllar oldu... Sadece savunma yaparak değil, hücumu da yaparak elit bir oyuncu olabilir. Bunu yapmaması için bir neden göremiyorum, zira yeteneklerinin o da pekala farkında.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Analiz: CSKA Moskova Niye Final Four Maçlarını İyi Oynayamıyor?

NBA Playoffs 2015

Üst düzey koç nasıl olunur