Doğru Basketbol - "Good Execution"

San Antonio Spurs koçu Gregg Popovich'in takımına sık sık söylediği bu sözü NBA takip edenlerimiz bilir. "Good execution!" Execution kelimesinin Türkçesi "infaz". Komik bir karşılığı var, ama anlamı da aslında aynen öyle. Yıllar önce Yıldız Milli Takım kampında çok değerli koçumuz Nihat İziç'in herkese söylediği o söz gibi: Basketbolda 3 şeyi yapmanız gerekir: Görmek, anlamak ve cezalandırmak. Tabii o "cizalandırmak" diyordu aksanı yüzünden ama olsun, söylediği şey nasıl söylediğinden çok daha önemli. Önce göreceksin sahayı. Bakmadan, izlemeden herhangi bir şey yapamazsın tabii ki. Sonra anlayacaksın. Burası da çok önemli. Savunmanın yaptığı hatayı anlayacaksın veya durumu çözeceksin. Son olarak da ya o pası vererek, ya o koşuyu yaparak, o şutu atarak, vs vs, rakibi cezalandıracaksın. Yani, "execution".

Burada en önemli bölüm şudur diye bir şey söylemek istemiyorum çünkü hepsi birbirinden önemli. Ama yine de şu bir gerçek ki, basketbol oynayan oyuncuların %90'ı "görmezler." Bu onların basketbol zekalarının seviyesiyle ilgili bir durum değildir, onların "bakmamalarıyla" ilgilidir. Bakmazsan göremezsin. Bunu çok temel bir örnek ile açıklayalım:

Ahmet post up yapan uzun bir oyuncu olarak, kendisine gelen ikili sıkıştırma anında şut atmaya çalışırsa ne olur? Sorunun cevabına bakmadan önce biraz düşünün lütfen.

a) Basket
b) Top kaybı
c) Blok yemek
d) Başarısız atış denemesi
e) Koçtan fırça

.
.
.
.
.
.
.

Cevap şudur. Öncelikle ben size tek cevabı olan çoktan seçmeli bir soru demediğim halde soruya tek bir yanıt aramışsanız, ÖSYM ve Türk eğitim sisteminin bize empoze ettiği tek cevaplı soru sistemi sizi ele geçirmiş demektir. Burada şıklar üzerinde konuşalım önce:

Basket olabilir. Ama ikili sıkıştırma sonucu atışı kaçırması daha olasıdır. Zaten savunmanın istediği de bu atışı zorlaması olduğundan, savunma kazanmış demektir.

İkili sıkıştırmada topu kaybetmesi daha olasıdır, Ters taraftan ve arkanızdan gelecek olan cevval 3 numara, topunu çocuğun elinden oyuncağını alır gibi çalabilir, öylece kalakalabilir.

Ahmet'in blok yeme ihtimali artar çünkü artık iki el değil, 4 el blok yapmaya çalışmaktadır.

Atışını kaçırma ihtimali daha yüksektir.

Koçtan da paparayı yer, belki de bench ısıtıcı olmak üzere yedeğe çekilir. (bench warmer söz öbeğini Türkçeye kazandırdım)

Yani cevap hepsi olabilir olacaktı. Bu soruya fazla takılmayın, asıl önemli olan şey ikili sıkıştırma sonucunda biri boş olduğu için uzunun onu bulması gerektiği.

Peki Ahmet acaba bir kişinin boş olacağını düşünüp ters tarafa baksa baksa ne olurdu? "Boşu görmüş olurdu". Nihat abinin ilk maddesini gerçekleştirdi o zaman. Şimdi ne yapacak? Boşa pas atarsa onun pozisyonunun daha uygun olduğunu ve hücumu daha iyi kullanabileceğini fark edecek, yani "anlayacak". Son olarak da boş arkadaşına pası atacak, böylece savunmayı "cezalandırmış" olacak. Gerisi pas verdiği oyuncunun Klay Thompson mı yoksa dünyadan bihaber ama çok iyi sıçrayan atletik oyuncu mu olduğuna bağlı. Atletik arkadaş gerçekten çok iyi sıçrıyor, harika smaçlar vuruyor antrenmanda, maçta da fast break bulduğunda windmill vuruyor. Ama boşken topu alınca içeri girip üç oyuncu onu kapatmışken tek ayak üzeri saçma bir floater bırakıyor? Neyse, atletik ama katkı vermeyen oyunculardan hiç hoşlanmadığımı öğrenmiş oldunuz, bu da başka bir yazının konusu olacak.

Topu alan bu arkadaş da 3 kuralı uygulayacak; sahaya bakacak, en iyi seçeneğinin ne olduğunu anlayacak ve savunmayı cezalandıracak. Toplu veya topsuz, herkes yapacak bunu. Böylece savunmaya büyük bir ceza vermiş olacaksınız. Basketbolda bu cezaya sayı deniyor, karşı takımdan hoşlanmıyorsanız koçlarının onlara bağırmasından da keyif alabilirsiniz, ama sadece onlardan pek hoşlanmıyorsanız, yoksa çok ayıp şeyler bunlar.

Basketbol, eğer bencil olmazsanız çok güzel bir oyundur. Topu takımınız çevirirken size gelir, köşede arkadaşınız boşken zor bir şut atmayı denemezseniz, ikili sıkıştırmada boşu bulursanız, içeri penetre ettiğinizde 3 kişinin üzerinden bitirmeye çalışmazsanız basketbol hem sizin için, hem de takımınız için çok daha keyifli bir hale gelir. Hücum ribaundu aldığınızda da "EKMEĞİMİ TAŞTAN ÇIKARTTIM BEN, BUNU ATMAK BENİM HAKKIM!!!11!!" diye düşünüp çok zorlama bir atış da yapmayın. Topu sakince oyun kurucunuza geri verin. Çünkü siz kendiniz için değil, takım için oynuyorsunuz. Sadece kendinizi değil, takımı da düşündüğünüzde; görüp anlayıp cezalandırabildiğinizde, basketboldan çok daha fazla keyif aldığınızı fark edeceksiniz. İşte güzel basketbol da budur zaten.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NBA Playoffs 2015

Anadolu Efes ve transfer politikası - Ivkovic'in eski ve yeni askerleri

Maccabi Tel Aviv Kaos Ortamına Gelmeyi Kabul Edecek Koçunu Arıyor